Mustafa
Enes Şahin
MONTAIGNE DENEME KİTABI İNCELEMESİ
Stefan Zweig kaleme aldığı çok
sayıda deneme, öykünün yanı sıra yaşamöyküleriyle de ünlüdür. Yazar yazılarında
tarihsel karakterler hakkındaki yorumlarına, psikolojik çözümlemelere yer
vermiştir. Avrupa’da yaşanan siyasal olaylara çok üzülen yazar 1942 de intihar
etmiştir. Yazar Montaigne hakkındaki denemesini ölümünden yaklaşık bir yıl önce
yazmıştır.
Yazar kitabı kaleme alırken kendini
Montaigne’in yerine koymuş ve denemelerini onun gözünden yorumlamaya
çalışmıştır. Bunu yaparken aradaki dört yüz yıllık zaman farkının verdiği
zorluklardan kitabında şu şekilde bahsetmiştir; “Onun Denemeler’ini, içinde bize kendini bırakmış olduğu bu tek kitabı ilk
defa yirmi yaşımdayken elime aldığımda, açıkça söylemem gerekirse, onu ne
yapacağımı pek bilememiştim… Montaigne’in Fransızcasını bile epey eskimiş ve
acemice buluyorum; üstelik kullandığı dil, tıka basa Latince alıntılarla
doluydu. Montaigne’in yumuşak ve dengeli bilgeliği ile de ilişki kuramıyordum.”
(Zweig-18). Yazar kitapta Montaigne’in kendi özgürlüğüne verdiği önem ile
ilgilendiğini vurgulamıştır; “ Beni ise bugün Montaigne’in yalnızca tek bir
yanı ilgilendiriyor: Bu düşünürün bugün yaşadığımıza çok benzeyen bir zamanda
iç dünyasında nasıl özgür kaldığı ve bizim de onu okuyarak örnek alarak
kendimizi nasıl güçlendirebileceğimiz. Ben, Montaigne’i, dünyadaki her homme libre’in, yani her özgür insanın
ilk atası, koruyucusu ve dostu, bu yeni, ama yeniliğine rağmen sonrasız bilim
dalının, kendini her şey ve herkes karşısında ayakta tutabilme biliminin en iyi
öğreticisi sayıyorum.” (Zweig-26).
Yazar, kitaba Montaigne’in hayat
hikâyesini küçük bir çocukken nasıl yetiştirildiğini anlatarak başlar. Ailesi
onu bir soylu gibi yetiştirmeye çalışmıştır. Michel de Montaigne, henüz küçük
bir çocukken evinden yani ünlü Montaigne Şatosu’ndan uzaklaştırılır ve köyde
yaşayan fakir bir oduncu ailesinin yanına verilir, böylece Michel’in eğitimin
ilk aşaması başlar. Babası oğlunun bu yolla sade bir hayata alışmasını ve aza
yetinmeyi öğrenmesini ister. Üç yıl sonra Michel tekrar şatoya getirilir ve
bundan sonra eğitiminin ikinci aşaması başlar. Michel şatoya getirilen özel
hocalardan Latince dersi alır ve altı yaşında Latinceyi anadilinden daha iyi
öğrenir. İlerleyen yıllarda Montaigne hayatını şatoda rahatça yaşayarak
sürdürmüş, hiçbir işle ilgilenmemiştir fakat babasının ölümü onun hayatının
dönüm noktası olmuştur. Babasının ölümüyle birlikte bütün işler Montaigne’e
kalmıştır ama o bunları yapmayacak kadar tembeldir. Bu olaydan sonra Montaigne
kaderini sorgulamaya karar verir. Şatoda kendisine özel bir oda kurar ve
Montaigne on yıl sürecek olan inziva hayatına başlar. Yani asıl Montaigne
burada olur. Otuz sekiz yaşında dünyadan elini eteğini çekmiştir. Artık
kendinden başka kimseyle ilgilenmek istememektedir. Daraldığı zamanlarda
kendisini motive etmesi için kitaplığın duvarına şu sözü yazar;
“Hz. İsa’nın doğumunun 1571. yılında, Mart’ın ilk gününün arifesinde sarayda
köle gibi çalışmaktan ve resmî görevlerin yükünden çoktandır yorgun düşmüş, ama
henüz gücü yerinde olan otuz sekiz yaşındaki Michel de Montaigne, sanatın bakir
kucağında dinlenmeye karar vermiştir. Kaderi, atalarının bu sakin yuvasının
elinde kalmasına izin verirse büyük bir bölümü geride kalmış bu yaşamın kalan
akışını burada, sessizlik ve güven içinde tamamlayacaktır.” (Zweig-57).
Montaigne 48 yaşında inziva hayatını bitirir ve uzun bir yolculuğa çıkar.
Yolculuktan döndüğünde Montaigne kendini istemediği halde belediye başkanı
seçilmiş olarak bulur. Montaigne belediye başkanlığı yaptıktan sonra dostu ve
aynı zamanda Fransa kralı olan Naverralı Henri tarafından saraya çağrılır ancak
Montaigne artık hiçbir şeyde gözü olmadığı söyler ve bu teklifi geri çevirir.
Artık Montaigne için yaşamadığı tek bir deneyim kalmıştır. Ölümü bekleyecektir
artık.
KAYNAKÇA
Zweig, Stefan. Montaigne. İstanbul: Can Yayınları,
2013.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder