CNN.com - Top Stories

AKİLE HANIM SOKAĞI ROMAN İNCELEMESİ



            Milli edebiyat akımının ünlü kadın romancısı olan Halide Edip Adıvar edebiyatın birçok türünde eser vermesine karşın romancı olarak tanınmıştır. İşgal yıllarında Milli Mücadele içerisinde aktif bir rol üslenmiş, halkın ülkenin işgaline karşı direnmesi için çeşitli yerlerde konuşmalar yapmıştır. Sanatçıya yaptıklarından dolayı İstiklal Madalyası verilmiştir.
            Halide Edip Adıvar’ın “Akile Hanım Sokağı” adlı romanı 1958 yılında yayımlanmıştır. Eser üç bölümden oluşmaktadır: Akile Hanım Sokağı, Sallan ve Yuvarlan, Cıbıl Kız – Strip-Tease. Bu üç bölümü birbirinden bağımsız olarak incelenebilir. Birinci bölümde Akile Hanım Sokağı kısaca tanıtılır. Sokak Laleli civarında, üstünde tarihi ve gösterişli konakları ayrıca arka taraflarında harabe evleri barındıran bir sokaktır. Sokağın tanıtımından sonra Ankara’da yaşayan Nermin ve Tarık çiftinin hayatından bahsedilir. Evliliklerinin, ilişkilerinin başlangıcı ve yeni ortaya çıkan Nermin’in kafasındaki Tarık ile ilgili olan aldatma kuskusu okuyucuya aktarılır. Tarık’ın yurtdışına gitmesinden dolayı Nermin İstanbul da ki teyzesinin yanına gidişi, Akile Hanım ile kurdukları arkadaşlık ve Akile Hanım’ın hayat hikâyesi bu bölümde anlatılır. İkinci bölüm birinci bölümün devamı niteliğindedir. Nermin’in teyzesi Ayşe Hanım ve kocası Samim Bey’in evlilikleri ve açığa çıkan acı gerçekler bu bölümün konusunu oluşturur. Samim Bey’in geçmişte evin hizmetçisi olan Güzide ile yaşadığı gayri meşru ilişki ve bu ilişkiden doğan tıp öğrencisi Gülbeyaz’ın açıklı hayat hikâyesi anlatılır. Ayşe Hanım, Samim Bey’in Gülbeyaz’la ilgilenmesinin sebebini yanlış anlamış ve gerçeği öğrendikten sonra evlilikleri zor bir sınavdan geçmiştir. Samim Bey ile Ayşe Hanım Güzide’yi evlatlık olarak kabul etmişlerdir ve kızın annesi Güzide ise intihar etmiştir. Üçüncü bölümde aynı sokakta yaşayan, yüksek Mimar-Mühendis Sadi Arslan’ın hayatını anlatır. Sadi eğlence mekânlarında yeni yaygınlaşan “cıbıl kız” numarasını izlemeye gideceği günlerde bir konakta hizmetçi olarak çalışan lakabı “cıbıl kız” olan Ayşe’nin varlığından haberdar olur. Daha sonra Ayşe Sadi’nin yaşadığı eve hizmetçi olarak gider ve Sadi’ye âşık olur ama ona karşı edepli, terbiyeli bir kız gibi gözükmeye çalışır. Evlenmeyi düşünmeyen Sadi bir gün toplantıda boşanmak üzere olan Serin Esen adlı bir kadınla tanışır. Sadi ve Serin evlendiklerinde Ayşe bunu kabullenmez ve evin çatısından çıplak bir şekilde atlar ve hastaneye kaldırılır. Bu olay gazetelere çıkar ve roman bu gazete metinleriyle sona erer.
            Roman da olaylar birbirini takip etmektedir, bu yüzden öyküleyici anlatım tekniği kullanılmıştır. Yazar romanda açık bir dil kullanmıştır. Günümüz Türkçesinde kullanılmayan bazı sözcüklerde yer almaktadır; insiyaklarını-içgüdülerini (111), sarahat-açıklık (95), mudillesinin-sağlamlığının (75).Romanda kadın karakterleri daha güçlüdür. Örneğin; Akile Hanım karakteri eğitimsiz biri olmasına rağmen sokaktaki herkesin saygınlığını kazanmıştır. Evlilik hayatında dominant bir karakter olmuş kocasının başka bir kadınla birlikte olduğunu bildiği halde soğukkanlılığını korumuştur. Evliğini bu olaya rağmen sürdürmüş ve evliliğin bir kez yapılacak bir şey olduğunu belirtmiştir. Yazar o dönemde artan boşanma olaylarını onaylamadığını okura aktarmıştır. Ayrıca yazar eserinde toplumdaki modernleşme algısının batılılaşma aracılığıyla olacağı ironisini başarıyla işlemiştir. Emirgan’daki bir kahvede caz havalarının çalınması ve kahvede oturan bir ihtiyarın düşünceleri “Bu latif Boğaziçi’nde bir sürü küffar çırağı zıpır bozuntusunun çaldığı havalar hiç, ama hiç uymuyor. Ne çare ki şimdikiler hep oyun havaları isterler. O halde köçek, çiftetelli çalsınlar! Hayır, onlar da olmaz. Buraya göbek atma, boyun kırma, omuz titretme yaraşmaz. Köçek havaları Rumeli hovardalarını, çiftetelliler kavm-i Arab’ın ebedi olan şehevi insiyaklarını ifade eder. Buraya ancak Itri’lerin, Suyolcuzade’lerin ifade ettiği aşk yaraşır. Aman ya Rabbi, ne kadar köklerimiz kopmuş, maziden ayrılmışız. İbret! Tuh. Allah cezalarını versin! Sanki koyunlardan birer kahpe… Sanki… Sanki… (Bundan sonraki sankiler yazılmaz. Bırakın bütün o sankilerin sonu ihtiyarın örümcekli kafasında kalsın.)” (Adıvar 111) örnek gösterilebilir.
            Sonuç olarak yazar Türkiye’nin 50’li yıllardaki atmosferini ve kadının karakterleri üzerinden kadının toplumdaki gelişen yerini anlatmıştır.

KAYNAKÇA
Adıvar, Halide Edip. Akile Hanım Sokağı. İstanbul: Can Yayınları, 2013.

Mustafa Enes Şahin







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder