CNN.com - Top Stories

KENDİNE AİT BİR ODA’DA KADIN-ERKEK EŞİTSİZLİĞİ


            Günümüzde, kadın-erkek eşitsizliği hemen hemen bütün toplumlarda sorgulanmaktadır. Fakat geçmişe bakıp böyle bir eşitsizliğin farkında olan veya kadın ve erkek eşit olabilir diyebilen insanları bulmak kolay değildir. Virginia Woolf da bu durumu sorgulayan ve farkında olan nadir insanlardan biridir. Anlatıcı, yaşadığı dönemdeki kadınlara seslenmiş ve erkeklerin boyunduruğundan kurtulmaları için tavsiyeler vermiştir. Erkeklere serbest olan fakat kadınlarının yapmasının yasak olduğu durumları anlatmış ve uygulana bu çifte standartta karşı çıkmıştır.
            Anlatıcı, ilk olarak, erkeklerin sahip olduğu, ancak kadınların sahip olmadığı hakların neden olduğu olumsuz durumlardan bahsetmiştir. Mesela, bir gün çimenlerin üzerinde yürürken bir görevli onu uyarmıştır, çünkü çimenlerin üzerinde sadece erkek üniversite öğrencileri ve öğretim üyeleri yürüyebilirmiş. Yine başka bir görevlide kitaplığa girmek istediğinde uyarmış ve hanımların sadece bir fakülte öğrencisi ile girebileceğini belirtmiştir. Anlatıcı, bu olayları anlatarak, yaşadığı dönemdeki kadınlara özgürlüklerinin nasıl kısıtlandığını göstermek istemiş ve uygulanan bu çifte standartlara kayıtsız kalmamalarını istemiştir. Ayrıca, anlatıcı kadınların, erkeklere göre maddi olarak da bir eşitsizlik yaşadığını fark etmiştir. Bir gün yemek yerken erkeklerin şarap içtiğini fakat kadınların yalnızca su içtiğini görmüş ve cinsiyetlerden birinin neden varlıklı, diğerinin yoksul olduğunu ve kadınların kazandığı her kuruşun neden kocalarının sayıldığını sorgulamıştır çünkü ona göre kadınları erkeklerin boyunduruğundan kurtaracak şey maddi bir gelirlerinin olmasıdır. Bu maddi gelirle kadınlar kendilerine ait bir odaya, kendilerine ait olan bir zaman dilimine kavuşacaklar. Anlatıcı kitabın son bölümlerinde, kadınların geçmişe oranla yine de daha iyi bir duruma geldiğini su cümlelerle anlatmıştır: “Aynı zamanda 1866 yılından beri İngiltere’de kadınlar için iki fakülte olduğunu; 1919’da ona oy hakkı tanındığını anımsatabilir miyim?” (Woolf 124). Anlatıcı burada kadınlara ümitsizliğe düşmemeleri gerektiğini, zamanla bütün hakları elde edeceklerinin mesajını vermiştir.
            Sonuç olarak, anlatıcı yaşadığı dönemde, birçok kişinin sorgulayamadığı, kadın-erkek eşitsizliğinin nedenlerini bütün çıplaklığıyla gözler önüne sermiştir. Kadınlara, kendilerine uygulanan çifte standartlara karşı sessiz kalmamalarını önermiş ve bu durumdan nasıl kurtulacaklarını anlatmıştır.

                                                                    KAYNAKÇA

Woofl, Virginia. Kendine Ait Bir Oda. İstanbul: İletişim Yayınları, 2013

Mustafa Enes Şahin

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder